Deloitte tarafından yayınlanan Teknoloji Trendleri 2025 Raporu, yapay zekânın neredeyse her yeni teknolojinin arkasındaki itici güç olduğunu vurguluyor. Rapora göre yapay zekâ, endüstrileri, altyapıyı ve insan etkileşimlerini dönüştürerek “elektrik” kadar temel hale gelecek.
Deloitte tarafından 16 yıldır yayınlanan Teknoloji Trendleri Raporu, uzamsal hesaplamadan yapay zekâ ile geliştirilmiş donanıma ve yeni nesil siber güvenliğe kadar, yapay zekânın her yerde olduğu, günlük yaşamı, işi ve iş sistemlerini sessizce optimize ettiği ve geliştirdiği bir vizyon sunuyor. Deloitte’un yapay zekânın geleceğini elektriğe benzettiği rapora göre yapay zekâ “arka planda uğuldayacak”, akıllı şehirlerde trafik akışını iyileştirecek, sağlık hizmetlerini kişiselleştirecek ve sorunsuz eğitim deneyimleri yaratacak.
Üretken yapay zekâ, son iki yıldır teknoloji anlatısına hâkim olsa da odak noktası artık yapay zekânın evrimine ve görünmeyen ancak temel bir yardımcı olması rolüne kayıyor. Gelecekteki gelişmeler, yapay zekânın otonom etkileşim kurma, ihtiyaçları öngörme ve doğrudan insan girdisi olmadan değer sunma yeteneğini arttıracak. Teknoloji Trendleri 2025 Raporu, iş operasyonlarını, büyümeyi ve dönüşümü şekillendiren yapay zekâ destekli altı trendi, Yükseltici Kuvvetler ve Topraklama Kuvvetleri başlıkları altında detaylandırıyor.
Yükseltici Kuvvetler
Bilişim teknolojilerinin tarihi, etkileşim, bilgi ve hesaplama alanlarındaki öncü yeniliklerin istikrarlı bir şekilde gelişiminden oluşuyor ve modern bilgi işlemin sarsılmaz üç sac ayağı olarak hizmet ediyor.
Mekânsal bilişim ön plana çıkıyor
Mekânsal bilişim, artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik ve 3D modelleme gibi teknolojiler aracılığıyla fiziksel ve dijital dünyaları harmanlayan dönüştürücü bir güç olarak ortaya çıkıyor. Kuruluşlar, şehirlerin dijital ikizleri, tıbbi simülasyonlar ve endüstriyel tasarım da dahil olmak üzere gelişmiş simülasyonlar için mekânsal bilişimden yararlanmaya başladı bile. Yapay zekâ entegrasyonuyla mekânsal bilgi işlem daha sezgisel hale gelecek, bilgi silolarını yıkacak ve daha akıllı karar vermeyi mümkün kılacak. Deloitte, sağlık hizmetleri, lojistik ve üretim gibi sektörlerin fayda sağlamaya hazır olduğunu belirtiyor.
Yapay zekâ için sırada ne var?
Büyük dil modelleri gelişmeye devam ederken yeni modellerin ve küçük aracıların ayrı görevlerde daha etkili olduğu kanıtlanıyor. Sıfırdan inşa etmek yerine büyük dil modelleri için hiper ölçekleyicilere yönelmek, birçok kuruluşun yapay zekayı benimsemesini hızlandırmaya yardımcı oldu. Ancak büyüklük her şey demek değil ve bazen uzmanlaşma ve esnekliğin önüne geçebilir. Bazı kuruluşlar güvenlik, enerji kullanımı, aracıdan aracıya iletişim ve diğer özel ihtiyaçlar nedeniyle daha küçük, amaca yönelik modellere yöneliyor. Birden fazla küçük model, ayrı görevleri ele almak, çok modlu çıktılar üretmek, simülasyonlar çalıştırmak ve kullanıcıları birden fazla sanal asistanla donatmak için birlikte çalışabilir. Küçük ve açık kaynaklı modeller sayesinde dünün “bunun için bir uygulama var” söylemi, yarının “bunun için bir aracı var” söylemine dönüşebilir.
Donanım dünyayı yutuyor
Yıllarca yazılıma odaklandıktan sonra donanım, yapay zekâ talepleriyle birlikte inovasyonun kritik bir itici gücü olarak yeniden ortaya çıkıyor. Şirketler, bilgi işlem ihtiyaçlarını verimli bir şekilde karşılamak için gelişmiş çiplere, yapay zeka gömülü cihazlara ve çevrimdışı yapay zekâ modellerine yatırım yapıyor. Sinirsel işlem birimleri gibi uzmanlaşmış çipler, uç bilişim ve robot teknolojilerine güç vererek otonom araçlarda, tıbbi cihazlarda ve tüketici elektroniğinde yapay zekâ uygulamalarına olanak sağlıyor. Deloitte raporunda, yapay zekâ çip pazarının 2024 yılında 50 milyar dolardan 2027 yılına kadar iyimser bir tahminle 400 milyar dolara yükseleceğini öngörüyor.
Topraklama Kuvvetleri
Teknoloji, siber güvenlik ve temel modernizasyon işleriyle temsil edilen ve kurumsal açıdan kritik sistemler ve yatırımlar, işletmelerin büyürken sorunsuz bir şekilde çalışabilmeleri için öncü yeniliklerle iyi bir şekilde entegre edilmeli.
Güçlendirilmiş BT: Yapay zekâ, teknoloji fonksiyonunun erişimini (ve görev alanını) yükseltiyor
Teknoloji fonksiyonu dijital dönüşüme liderlik etmekten yapay zekâ dönüşümüne liderlik etmeye geçerken, ileri görüşlü liderler bunu BT’nin geleceğini yeniden tanımlamak için bir fırsat olarak kullanıyor. Kod yazma, yazılımı test etme ve insan yeteneklerini arttırmaya yönelik yeni yapay zekâ tabanlı yetenekler, kuruluşlardaki teknoloji ekiplerini ve işlevlerini dönüştürmeye başlıyor. Yapay zekâ geliştirmeyi demokratikleştirdikçe ve BT günümüzün manuel iş yükünün büyük bir kısmını düzenledikçe yeni bir tür “ince BT” ortaya çıkabilir.
Yeni matematik: Kuantum çağında kriptografiyi çözmek
Kuantum bilgisayarların günümüz şifreleme uygulamaları için ciddi bir tehdit oluşturması muhtemel. Şifrelemenin güncellenmesi hiç bu kadar acil olmamıştı. Yeni şifreleme standartları konusunda ilerleme kaydediliyor ve siber zihniyetini yeniden tasarlamak her kuruluşa bağlı olacak. Peki ama tehlikede olan ne? Kimlikler, finans, iletişim… Kısacası bugün bilgisayarlara emanet ettiğiniz ya da yarın emanet edebileceğiniz her şey.
Akıllı çekirdek: Yapay zekâ, çekirdek modernizasyonu için her şeyi değiştiriyor
Yapay zekanın temel kurumsal mimariye entegre edilmesi, sistemlerde ve süreçlerde derin bir değişim yaratıyor. Amaç, kullanıcılara daha akıcı bir deneyim sunmak ancak bu basitliği mümkün kılmak için karmaşık düzenlenmiş mimariler gerekiyor. Bu arada, işletmeler eski özel sistemlere, ERP’ye ve özelleştirilmiş bulut çözümlerine güvenmeye (ve bunlara yatırım yapmaya) devam ediyor. Yapay zeka bu sistemlere yerleştirilebilir ve yerleştirilecektir ancak aynı zamanda “çekirdek” içeriğin, verilerin ve işlemlerin yeniden şekillendirilmesine de yol açabilir -özellikle de yapay zeka kurum genelinde ve potansiyel olarak ötesindeki veriler üzerinde eğitim verirken…
Deloitte, yapay zekâ odaklı bir gelecekte başarılı olmak için kuruluşların veri yönetimini yeniden düşünmesi, temel sistemleri modernize etmesi ve etik yapay zekâ yönetişimine öncelik vermesi gerektiğini vurguluyor. Rapor, üretkenliği ve inovasyonu artırmak için sistemler arasında sorunsuz entegrasyon sağlayarak eski altyapıyı modernize etmede yapay zekânın rolünü vurguluyor.
Ayrıca, mevcut şifrelemeyi geçersiz kılabilecek kuantum hesaplama gibi yeni teknolojilerin yarattığı siber güvenlik riskleri de dahil olmak üzere zorluklar konusunda uyarıyor. Deloitte, dijital altyapıyı güvence altına almak için kuantum sonrası kriptografiye proaktif yatırımlar yapılmasını savunuyor.
Yapay zekâ temel hale geldikçe, liderler değişimi benimsemeli, süreçleri yeniden tasarlamalı ve inovasyonu teşvik etmeli. Rapor, yapay zekanın karmaşıklıklarını sorumlu bir şekilde yönetmek için sektörler arası iş birliğinin öneminin de altını çiziyor.